3 Aralık 2009 Perşembe

PANTOLONLU BULUT'TAN ...

...
Gireyim içeri Maria!
Sokaklarda kalamam ben artik!
Istemiyor musun?
Beklersin,
Beklersin ki yanaklarim sarksın, buruşşun,
Tadıma bakmadık kimse kalmayasıya,
Yayvan geleyim dersin.
Maria,
görüyorsun, daha şimdiden nasıl çöktügümü, ezildigimi.
Yagmur hıçkırıyor kaldırımlarda.
Sırılsıklam bir serseri,
Yol taşlarının ezdiği sokakların cesedini yaliyor.
Maria!
Tatlı bir söz deler mi kulağı, tıkadıysa yağ?
Kuş dediğin öterek yaşar,
Aç ve şakıya şakıya...
Bense insanım Maria,
sıradan insan ki
Kusar kusmaz veremli gece,
pis elleriyle tuttu beni sokağım.
Beni oldugum gibi ister misin Maria?
Al beni içeri!
Maria!
Sokakları azgın hayvanlar basmiş.
Kalabalığın parmaklarından boynumdaki bütün sıyrıklar.
Gel kapıya!
Acım var!
Yaklaş Maria!
Ister çıplaklığından sıkılıp utanmaksızın,
Ister öldürücü bir titreyişle güzelligini ver bana öpülmemiş dudaklarının.
Maria!
Korkuyorum unutmaktan adını,
Unutuvermekten korkan ozan gibi
Uykusuz geceler boyu buldugu sozcugu
Hem de yücelikte Tanrıya eş bir sözcüğü.
Nasıl seveceğim vücudunu bir bilsen,
Tut ki bir asker, savaşta sakatlanmış bir asker,işe yaramazın, kimsesizin biri,
kalan bacağını o kadar sever.
Istemiyor musun Maria?
Istemiyorsun demek!
Demek bu gözyaslariyla sırılsıklam,
Zavallı bitkin yüreğimi,
Yendine almam, götürmem gerek,
Nasıl taşırsa ağzında, Ezilen bacagini bir köpek....

VLADIMIR MAYAKOVSKI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder