17 Aralık 2009 Perşembe

KÜRT VE TÜRK EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ

Muş'ta DTP'nin kapatılmasını protesto edenlerin üzerine ateş açılması sonucu hayatını yitiren Necmi Oral, bir Kürt emekçisiydi. Çanakkale'de inşaat işçiliği yapan Oral'ı ölüm, memleketi Bulanık'ta buldu.
Oral'ın vurulduğu saatlerde, onun gibi hayatını alınteriyle kazanan binlerce Kürt işçisi
Ankara'da AKP hükümetine öfkelerini haykırıyorlardı.
Ankara'ya
DTP milletvekillerlerinden önce, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Batman, Adıyaman ve Muş'tan dört bini aşkın TEKEL işçisi geldi.
Aydın, Amasya, Hatay, İstanbul, Tokat, Trabzon, Muğla, Manisa, Samsun ve İzmir'den gelen diğer TEKEL işçileriyle beraber, sayıları on bini buldu. Çoğu önceki seçimlerde AKP'ye oy vermiş olan işçiler, Ankara'da AKP Genel Merkezi'ni kuşattılar.
İşçiler, özlük haklarının tamamını kaybedecekleri 4-C statüsüne geçmek istemiyorlar. 4-C'li olurlarsa sendikasız,
kıdem tazminatı hakkından yoksun bir şekilde ve yılın sadece 10 ayında çalıştırılacaklarını biliyorlar. İş güvencesinin ellerinden alınmasına itiraz ediyorlar.
Bugün sayıları 80 bine ulaşan diğer özelleştirme mağduru emekçilerle TEKEL işçilerinin mücadelesi ortaklaştırılıp hükümete geri adım attırılması, kamu istihdamında esnekleşme saldırısının geriletilmesi anlamına gelecek. Gündemde olan ve işçilerin kiralanmasının önünü açan
Özel İstihdam Büroları düzenlemesinde AKP hükümetinin eli zayıflayacak.
Binlerce TEKEL işçisi köle gibi çalışmayacaklarını ilan edip Ankara'da sabahlarlarken, demiryollarında çalışan kardeşleri de greve çıktılar.
25 Kasım Grevine katıldıkları gerekçesiyle KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi 16 demiryolu emekçisinin açığa alınmasına tepkilerini, 1 günlük uyarı greviyle gösteriyorlar. BTS ve Türk-Ulaşım Sen Sendikaları'na bağlı TCDD çalışanları, dün geceden itibaren 24 saat iş bıraktı.
Demiryolcular grevi, ülkenin doğusundan batısına demiryollarında çalışan arkadaşlarına sahip çıkmak için yapıyor. Aynı zamanda, hükümetin grev nedeniyle başlattığı
soruşturma terörüne etkili bir yanıt vermiş oluyorlar. AKP hükümetinin hakları için grev yapan kamu emekçilerine savurduğu tehditleri boşa çıkarıyorlar. Sonuç alınır ve 16 demiryolu çalışanı işbaşı yaparsa, dayanışma amacıyla gerçekleştirilen bu grev somut bir kazanıma dönüşmüş de olacak.
Ama daha önemlisi...
Hem TEKEL işçilerinin haklı mücadelesi hem de TCDD çalışanlarının grevi,
Türkiye'nin bir kardeş kavgasına sürüklendiği bir sırada, Türk ve Kürt işçilerinin kader birliğini hatırlatması açısından da öne çıkıyor. Bugün etnik kimlik giderek ayrıştırıcı bir unsur haline getirilirken, Türkiye'nin emekçi halkını birleştirecek olan yegane değerin sınıf kimliği olduğunu gösteriyor.

Aşkın Süzük -
http://www.sol.org.tr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder